HAMAS’ın 7 Ekim’de İsrail içine gerçekleştirdiği saldırıların ardından İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne sert müdahalesiyle başlayan savaş bugün bir yılını doldurdu. Son haftalarda dünya kamuoyunun dikkati İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarına yoğunlaşsa da Gazze’deki savaş ve felaket durumu hafiflemiş değil. Dün sabah Gazze’nin kuzeyine şiddetli hava saldırıları düzenleyen İsrail ordusu Hamas tarafından kullanıldığını iddia ettiği, yerinden edilmiş sivillerin sığındığı İbn-i Rüşd okulunu ve El Aksa camisini hedef aldı, saldırılarda en az 24 kişi hayatını kaybetti. İsrail ordusu, Hamas’ın bölgenin kuzeyindeki Cibaliye kentinde toparlanma emareleri gösterdiğini ve bu nedenle bölgeye kara ve hava operasyonu düzenlendiğini duyurdu.
Bir yıldır aralıksız şekilde İsrail’in benzer saldırılarının hedefinde olan Gazze’de 365 günlük savaşın bilançosu ise çok ağır. Uluslararası toplum İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımı durdurmakta başarısız olurken, yüzlerce ailenin tüm fertleri saldırılarda öldü, yeni doğan yüzlerce bebek hayatını kaybetti, altyapısı tamamen tahrip edilen bölge yaşanamaz hale geldi. İsrail; açlığı, yerinden edilmeyi ve sağlık kuruluşlarına yönelik saldırıları Gazze’deki savaşında silah olarak kullandı.
İsrail ordusu savaşın özellikle ilk aylarında Gazze Şeridi’ni sivil alanları ayırt etmeksizin yoğun bombardımana tuttu.
AYIRT ETMEDEN VURDU
Hamas’ın 1200 kişiyi öldürüp, 251 kişiyi rehin aldığı Aksa Tufanı operasyonu sonrası İsrail, Gazze Şeridi’ne tüm gücüyle saldırdı. Bölgeye yönelik ayırt etmeksizin gerçekleşen yoğun hava saldırıları on binlerce sivilin hayatına mal oldu. Gazze’deki sağlık bakanlığının verilerine göre 17 bini çocuk, 11 bin 378’i kadın olmak üzere 41 bin 870 kişinin öldüğü, 97 bin 166 kişinin yaralandığı Gazze’de yaklaşık 11 bin kişi ise kayıp. Saldırılarda tüm fertleri ölen 902 aile nüfustan silindi, savaş sırasında doğan 171 bebek öldü, henüz bir yaşını doldurmamış 710 bebek de saldırılarda hayatını kaybetti. İsrail’in acımasız saldırılarında gazeteciler ve yardım çalışanları da can verdi. ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin verilerine göre bölgede en az 128 gazeteci hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler’in (BM) raporuna göre büyük kısmı BM çalışanı olan en az 280 yardım çalışanı da İsrail saldırılarında öldü.
AÇLIK VE TEHCİR SİLAH OLDU
İsrail bombaları binlerce insanı hayattan koparırken, geride kalanlar ise açlığın, yerinden edilmenin ve sağlıksız koşulların pençesinde yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldı. Gazze Şeridi’ne açılan sınır kapılarını 5 aydır kapalı tutarak sıkı bir abluka uygulayan İsrail, insani yardımların bölgeye girmesine izin vermeyerek Filistinlilere karşı açlığı ve tıbbi malzeme eksikliğini silah haline getirdi. 36 Filistinli açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti, 3 bin 500 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Elektrik, su, kanalizasyon, arıtma tesisleri ve yolların büyük oranda tahrip edildiği bölgede en temel ihtiyaçların karşılanması bile imkânsız hale geldi. Temiz suya erişimin son derece kısıtlı olduğu Gazze’de salgın hastalıklar da baş gösterdi. 71 bin 338 kişi sürekli yerinden edilme ve göç nedeniyle hepatite, 1 milyon 737 bin 524 kişi de çeşitli salgın hastalıklara yakalandı. Eylül ayı başında Gazze’de 25 yıl sonra ilk kez çocuk felci vakası ortaya çıkarken, BM bölgede aşılama kampanyası başlattı.
İsrail ordusu savaşın özellikle ilk aylarında Gazze Şeridi’ni sivil alanları ayırt etmeksizin yoğun bombardımana tuttu.
SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKTÜ
Saldırılarında bir yılda 85 bin tondan fazla patlayıcı kullanan İsrail ordusu; evleri, kamu binalarını, tarihi eserleri, ibadethaneleri, sosyal alanları ve hatta mezarlıkları hedef aldı. 150 bini tamamen yıkılan 430 bin konut kullanılamaz hale geldi. 201 kamu dairesi, 206 tarihi eser, 825 cami, 3 kilise, 36 spor tesisi ve 700 su kuyusu İsrail bombardımanı sonucu tamamen yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi.
Hastaneler ve tıp merkezleri de İsrail saldırılarının yoğunlaştığı alanlar oldu. Hamas’ın silah deposu ve karargâh olarak kullandığını iddia ettiği hastanelere saldırılar ve baskınlar düzenleyen İsrail, 34 hastane ile 80 sağlık merkezini kullanılamaz hale getirdi. Ambulanslara da saldıran İsrail ordusu, 131 ambulansı kullanılamaz hale getirirken, saldırılar sonucu 986 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. İsrail saldırıları nedeniyle Gazze’deki sağlık sistemi çökme noktasına geldi, binlerce kişi gerekli tıbbi desteği alamaz hale geldi.
İSRAİL ORDUSU SUÇ MAKİNESİ GİBİ
– GÜNEY Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) başvurusu sonrası İsrail hakkında soykırım davası başlatıldı. Ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavıcı Karim Khan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama talebi başvurusunda bulundu. Devam eden her iki yasal süreç İsrail saldırılarını durdurmaya yetmezken, kurumlara “yavaş hareket ettikleri” yönünde eleştiriler geliyor. Öte yandan Anadolu Ajansı başta olmak üzere uluslararası basın kuruluşlarının sağladığı ve taradığı görsel materyaller, İsrail askerlerinin kasten yıkım, tutuklulara kötü muamele ve insanların kalkan olarak kullanımı olmak üzere UCC’nin savaş suçu olarak kabul ettiği eylemlerin gerçekleştirildiğine işaret ediyor.
Aralarında çocukların da bulunduğu 32 Gazzeli yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti.
BATI ŞERİA DA ABLUKA ALTINDA
– GAZZE’yi yerle bir eden İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’da da sistematik baskınlar ve operasyonlarla yıldırma politikasını devam ettirdi. 7 Ekim sonrası bölgedeki baskıyı arttıran İsrail ordusu düzenlediği baskınlarla binlerce Filistinliyi gözaltına aldı. Bölgedeki baskının dozunu gün geçtikçe arttıran İsrail, ağustos sonu ve eylül başında Batı Şeria’daki mülteci kamplarına operasyon düzenleyerek bölgedeki altyapıyı tahrip etti. İsrail güçleri geçen hafta ise yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez Batı Şeria’yı savaş jetleriyle vurdu.
Savaşın birinci yıldönümünde dünyanın birçok noktasında Filistin yanlısı protesto gösterileri düzenlendi.
GAZZELİ AİLENİN FERYADI: ÖLÜLERİ KISKANIYORUZ
– GAZZE’deki savaşın en büyük etkilerinden biri de milyonlarca insanın yerinden edilmesi oldu. Savaşın başlangıcından bu yana 1.9 milyon kişi yani Gazze nüfusunun yüzde doksanı en az bir kere yerinden edildi. İsrail’in sözde güvenli bölge ilan ettiği konumlara giden Gazzeliler burada da saldırılardan kaçamadı. AP haber ajansına konuşan dört çocuklu Ebu Cerad ailesi de İsrail saldırıları altında oradan oraya savrulan Gazzelilerden. Gazze’nin kuzeyindeki evlerinden güneydeki El Mevasi mülteci kampına ulaşan aile, buraya gelene kadar beş kere yerlerinden edilmiş. Savaştan önce mutlu bir hayatları olduğunu söyleyen aile üyeleri, şimdi ise “saldırılarda ölüp bu acılardan kurtulanları kıskanıyoruz” diyor.
Birleşmiş Milletler’in verilerine göre Gazze’de nüfusun yüzde 90’ı en az bir kere yerinden edildi. Ebu Cerad ailesinin fertleri de yerinden edilen Filistinlilerden.
GAZZE’DEKİ ATEŞ TÜM BÖLGEYİ SARDI
Tam bir yıl önce ateşlenen fitille Ortadoğu tam bir yangın yerine döndü. Gazze’de başlayan işgal sadece Gazze’de kalmadı, önce Lübnan’a sıçradı; şimdi de Suriye, Irak, Yemen ve İran’ı içine almak üzere.
HAMAS’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği baskının üzerinden bir yıl geçtikten sonra Ortadoğu’da sadece Gazze ve Lübnan değil; Yemen ve Suriye ile birlikte Irak ve İran da artan savaş riskiyle karşı karşıya. 7 Ekim sonrasındaki İsrail işgali, İran’ın bölgesel milis ağı, Lübnan’daki Hizbullah, Yemen’deki Husiler, Irak’taki Haşdi Şabi, Filistin İslami Cihad Örgütü ve Hamas arasındaki koordinasyonun artması ve Gazze’deki savaşa farklı ölçülerde müdahil olmasıyla devam etti.
ÜÇ CEPHEYE YAYILDI
İsrail’in saldırıları sonrası Hizbullah’ın çatışmalara derhal müdahil olması ve İsrail’in kuzeyini hedef alması; Lübnan’ı en sonunda savaşın taraflarından biri haline getirdi. Hizbullah’ın ardından Yemen’deki Husiler’in Kızıldeniz’de İsrail ile iltisaklı gemilere saldırması ve İsrail topraklarına füze göndermesi, Yemen’i; İsrail’in Gazze ve Lübnan’ın dışında çatışmaya girdiği üçüncü cephe haline getirdi.
İsrailli yetkililer, Gazze’deki işgalin yanı sıra mütemadiyen Lübnan, Suriye ve Yemen’i de hedef alarak, İran destekli milislerin kendisine zarar verecek tahrip gücünü etkisiz kılmaya çalıştı. Bu da Gazze’deki savaşı bölgesel bir ateş alanına çevirdi.
TANSİYON YÜKSELDİ
Tel Aviv yönetiminin, İran’ı doğrudan hedef almasa da, Şam’daki İran Büyükelçiliği’ni vurması, dönemin Hamas lideri İsmail Haniye’yi Tahran’da vurması, denkleme İran’ı da dahil etti. İsrail’in Gazze’de ateşkesi engelleyen tavrı, Lübnan’a saldırıları ve Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ı öldürmesi sonrası Tahran, İsrail’i balistik füzelerle hedef aldı. İsrail ise Tahran’ın söz konusu saldırısına çok sert bir yanıt vereceğini açıklarken uluslararası medya günlerdir İsrail ordusunun, İran’ı nasıl vuracağını, muhtemel senaryoları değerlendiriyor.
GUTERRES’TEN 7 EKİM MESAJI: ARTIK BARIŞ VE ADALET ZAMANI
BİRLEŞMİŞ Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’deki savaşın yıldönümü vesilesiyle bir video mesaj yayımladı. Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki saldırılarını kınayan Guterres, İsrail’in 7 Ekim’in ardından başlattığı saldırıların Gazze halkının hayatını yıktığını ve korkunç acılara maruz bıraktığını dile getirdi. Guterres, şimdi de Lübnan halkının acıya maruz bırakıldığını belirterek, “Artık esirleri serbest bırakma, silahları susturma ve bölgeyi saran acıyı durdurma zamanı. Şimdi barış, uluslararası hukuk ve adalet zamanı” dedi. İsrail, Filistin ve diğer ülkeler için kalıcı çözüm amacıyla çalışmaktan vazgeçilmemesi gerektiğini vurgulayan Guterres, ancak bu şekilde bölge ülkelerinin barış, onur ve saygı içinde birlikte yaşayabileceğine dikkati çekti.