Spor Arena’dan Gamze Türk’ün sorularını yanıtlayan Rus smaçör, transfer sürecinden takım arkadaşlarına, hocası Giovanni Guidetti’den ‘Hürrem Sultan’ lakabına dair çok özel değerlendirmelerde bulundu.
İşte Röportajın tamamı:
+Transfer sürecinle başlamak istiyorum. Vakıfbank büyük bir kulüp, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada. İmzayı atarken ne hissettin?
-Şok oldum. Çok mutlu oldum çünkü Giovanni Guidetti beni takımında istedi. Kesinlikle Vakıfbank’a saygı duyuyordum. Profesyonel kariyerimin ikinci yılında bu takıma davet edilmek, bu kadar hızlı olacağını hiç düşünmediğim bir şeydi. İnsanların beni güçlü bir oyuncu olarak görmelerinden memnunum. Bir oyuncu olarak Vakıfbank gibi bir kulüp için oynayabilecek olmak, güçlü ve sert bir rekabet olacak.
+Şimdi buradasın, kulüp, ekip ve takım arkadaşların hakkında ne düşünüyorsun?
-Şaşırdım ve tüm Vakıfbank ekibine minnettarım. Herkes çok destek veriyor. Koçlar, koç ekibi, yöneticiler, takım arkadaşlarım… Hiçbir yerde bu desteği görmedim. Bu desteğe sahip olmak gelişmek için de temel şey. Ama desteğin yanında herkes birbirini ve kendini daha iyisi için zorlamaya devam ediyor. Bu da ilham verici.
+Koçu da sormak istiyorum. Çok iyi bir koç, her şeyi kazandı. İletişiminiz nasıl ve senden beklentisi ne?
-Giovanni ile iletişimim kesinlikle çok yakın. Bana çok şey anlatıyor, nerede zıplayacağımı, nasıl zıplayacağımı, ne yapılacağını… Her şeyden önce beni çok fazla destekliyor. Bundan çok memnunum. Genelde baş antrenörden bu kadar destek görmezsiniz. Baş antrenörler genellikle daha katıdır ve asistan koçlar daha fazla size yardımcı olur, ama o herkes tüm rolü üstleniyor. Böyle olduğu için mutluyum.
+Aile gibi mi?
-Çok yakın evet.
+Vakıfbank’ın yeni bir kaptanı var. Burada büyüdü. Zehra Güneş hakkında ne düşünüyorsun?
-Onun için çok mutluyum. Vakıfbank’ta lider olmak için çok fazla zaman harcadı. Kesinlikle çok hak edilmiş olduğunu düşünüyorum. Onun kaptan olarak bu yıl ve gelecekte neler yapacağını, takımı nasıl yöneteceğini merak
ediyorum.
+Hedefle devam edelim. Çok rekabetçi bir ligimiz var. Bu sezon için hedef ne?
-Hedefimiz bir sistem oturtmak, bizim için en iyi olan sistemi, bu sistemle de finalleri oynamak. Eğer bağlantı ve sistem bulursak her şey mümkün. Ama biz her yarışmanın sonuna kadar oynamak istiyoruz.
+Bir çok ülkeden bir çok lig gördün. Bu liglerle Türkiye ligini kıyasladığında fark nedir?
-Türkiye ligi çok güçlü. Gerçekten çok zor ve herkesin oynayabileceği bir lig değil. Bunu tecrübe edebildiğim için çok mutluyum. Türkiye ligi dünyadaki en zorlu mücadelelerden biri.
+Şampiyonlar ligini de konuşmak istiyorum. Çünkü bu kulüp için çok önemli, Vakıfbank Şampiyonlar liginde rekor sahibi. Bu sezon kazanabileceğinizi düşünüyor musun?
-Kesinlikle uzun bir macera olacak. İlk hedefimiz elemeleri geçip grup aşamasına kalmak. Ama sonrasında dediğim gibi bir sistem bulabilirsek, başarılabilir.
+Taraflarlar hakkında konuşalım. Taraftarlar sana Hürrem Sultan diyorlar. Kim olduğunu biliyor musun?
-Evet, evet.
+Lakabın hakkında ne düşünüyorsun?
-Komik ve şapşalca olduğunu düşünüyorum. Bazı insanlar çok ciddiye alabiliyor ama bence böyle hitap edilmesi çok saygıdeğer bir şey. O gerçekten etkileyici ve güçlü bir insan ama henüz bu hitap şeklini hakettiğimi düşünmüyorum. Bana böyle hitap etmelerinin ana sebebi turuncu saçlarım ve Türkiye’de bir Slav olmam. Ama bilirsin memnunum.
+Sana çok yakıştığını düşünüyorum.
-Teşekkür ederim.
+Kısa sorulardan önce İstanbul’u sormak istiyorum. Harika bir şehir olduğunu düşünüyorum, sen ne düşünüyorsun?
-Bence çok büyük bir şehir. 2 aydır burada yaşıyorum ama yarısını bile gördüğümü düşünmüyorum. Görmek istediğim birçok güvenli mekan var ama çok zaman ve enerji gerekiyor. Çok fazla yokuş, engel var, yürümelisiniz ya da arabayla gitmelisiniz. Bu şehirde daha fazla zaman geçirmek adına heyecanlıyım ama gördüğüm kadarıyla çok güzel bir şehir.
+Daha önce Antalya’da yaşadın değil mi?
-Evet, ilk yılımda.
+Antalya mı İstanbul mu?
-Yaz için Antalya, kış için İstanbul.
+Peki, harika.
Kısa sorulara geçeceğiz. Hazır mısın?
-Evet.
+Vakıfbank’ın en komiği?
-Bahar. Beni en çok güldürenin o olduğuna inanıyorum.
+En çok konuşan kim?
-Derya. Çok konuşkan, bilmiyorum her zaman konuşacak bir şeyi var. Muhtemelen takımdaki en komik insanlardan biri de olabilir.
+Takımın DJ’i kim?
-Ben.
+Sen? Peki, ne çalıyorsun?
-Çok fazla Hip-Hop, çok fazla 2000’lerin başı pop şarkı, aynı zamanda uluslararası şarkılarımız da var, Türkiye’den, İtalya’dan ve ben de Rusya’dan birkaç şarkı ekledim.
+Hiç Türkçe müzik öğrendin mi?
-Üzerinde çalışıyorum.
+Aklına hiç Türkçe şarkı ismi geliyor mu?
-Aslında tüm Rusların bildiği…
+Tarkan?
-Tarkan, evet.
+Kuzu kuzu ya da?
-Hatırlamıyorum.
+Biraz mırıldanır mısın?
-Hayır. Aaa ‘Fındıkkıran’ (Şımarık)
-Sanırım o.
+Tamam çok teşekkür ederim. Takımın enerji yükselteni?
-Antrenmanlar sırasında Zehra. Takımda söz sahibi olan kişi. Herkesin enerjisini canlı tutuyor. Bu bence harika. Aynı zamanda antrenmanlardaki en sevimli kişi, kaptanlık onunla çok uyumlu.
+En stil sahibi kim?
-Birkaç divamız var. Bosetti’nin tarzını beğeniyorum. Ne kadar basit kıyafetler giyse de onda çok zarif duruyor. Sadece onun tarzını çok beğeniyorum.
+Kendi pozisyonundaki en iyi oyuncu?
-Ben kişisel olarak gerçekten İtalya’dan Sylla’nın tarzını beğeniyorum. Onu Olimpiyatlarda oynarken izledim, çok iyi oynuyor, çok iyi oynadı. Sanırım o, yani şimdilik, her yıl yeni bir oyuncu öne çıkıyor. Bu yıl Türkiye liginde neler olacak göreceğiz. Daha çok oyuncu görmedim, kulüp bazında nasıl olduğunu göreceğiz.
+Celebrity Crush’ın?
-Tom Hardy. Tom Hardy’i çok beğeniyorum.
+Hayatının şarkısı?
-Sanırım Rihanna’nın her hangi bir şarkısı.
+En son ne zaman ağladın?
-Bu pazartesi. Yeni bir dizi izliyordum.
+Hangisi?
-Killing Eve’i bitirdim. Netflix’te olduğu için mutluyum çünkü önceden yoktu. Bitirirken son sezonda kesinlikle beni ağlatan bir kaç an oldu. Yani bu pazartesiydi.
+Tavsiye edebileceğin en iyi kitap?
-Şu an ‘Atomik Alışkanlıklar’ okuyorum. Bu kitabı herkese öneriyorum, özellikle sporculara daha iyi olmak için yardım edebilir. Ama kişisel gelişim için Tolstoy’dan Savaş ve Barış’ı tavsiye ederim.
+En iyi film?
-Benim favori filmim, ‘Aşk ve Gurur’. Herhangi bir versiyonu 2006 ya da 1996’ydı sanırım. 10 yıl fark vardı. Bu aşk hikayesini cidden seviyorum.
+Favori yemeğin?
-Medovik keki.
+Rus keki mi?
-Rus, geleneksel ballın bir kek.
+Son olarak favori Türkçe kelimen?
-Son olarak Bahar’dan öğrendim. ‘İstemiyorum’. Sadece her zaman kullanabilirsiniz, evet.
+Harikaydı. Belki taraflarada birkaç şey söylemek istersin?
-Türkçe mi? Kendime henüz güvenmiyorum.
+Sana inanıyorum, yapabilirsin.
-Merhaba. Ben Marina. Türkçe’de iyi değilim öğreneceğim ama teşekkürler. Ve iyi geceler.
+Teşekkür ederim. Benim için harika bir röportajdı. Aynı zamanda taraflarlara da bir mesaj vermek istersin belki çünkü sizi çok yakında burada destekleyecekler.
-Voleybolu destekleyen taraftarlara minnettarım. Taraftarların desteği voleybolun şu an olduğu yerde olmasını sağlıyor. Taraftarların voleybolu desteklemesini ve özellikle bu yıl için Vakıfbank’ın desteklemesini diliyorum. Heyecanlı bir sezon olacağına inanıyorum. Sizleri görmeyi umuyorum.