Baş dönmesi ve yorgunluğa neden oluyor! Günlük ne kadar su tüketmeliyiz?

Su Tüketiminin Sağlık Üzerindeki Önemi

İnsan vücudu için sıvı dengesinin önemi unutulmamalıdır. Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, suyun yaşamsal faaliyetler için gerekliliğine dikkat çekerek “Vücutta bulunan suyun yüzde 60’ı hücre içinde, yüzde 40’ı ise hücre dışında bulunur” şeklinde açıklama yaptı.

Metabolizma Hızına Bağlı Olarak Günlük Su İhtiyacı Değişebilir

Susama mekanizmasının işleyişi hakkında bilgi veren Yiğit, “Kandaki iyon yoğunluğunun yüzde 1 artması ile hipotalamustaki susama merkezi uyarılır” ifadelerini kullandı.

Yiğit’e göre vücutta yüzde 3 sıvı kaybı kan hacmini ve fiziksel performansı azaltırken, yüzde 5 ve üzeri sıvı kaybı baş dönmesi, yorgunluk gibi belirtilere yol açabilir. Günlük su ihtiyacı, kişinin ağırlığı başına 30 mililitre olup aktivitelere, çevre sıcaklığına ve metabolizma hızına göre değişiklik gösterebilir.

Su İhtiyacı Sadece Saf Suyla Karşılanmalı

Yiğit, birçok araştırmanın vücudun sıvı ihtiyacının öncelikle saf su ile karşılanması gerektiğini belirtti. Çay, kahve gibi içeceklerin su ihtiyacını karşılamadığını ve hatta vücuttan su atımını arttırdığını dile getirdi. Yiğit, Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nin 2022 önerilerine göre günlük en az 600-1500 ml saf su tüketilmesi gerektiğini ifade etti.

Önerilere göre günde en fazla 800 ml çay ve kahve, en fazla 500 ml yağsız veya az yağlı süt ve en fazla 125 ml meyve suyu tüketilmesi öneriliyor. Ayrıca sıcak havalarda vücuttaki sıvı ihtiyacının arttığına dikkat çeken Yiğit, su tüketimine daha fazla önem verilmesi gerektiğini vurguladı. Eğer sade su içmekten hoşlanmıyorsanız, suya meyve dilimleri ekleyerek veya limon, nane yaprağı, seylan tarçını gibi doğal aromalarla zenginleştirerek tüketebilirsiniz.

Related Posts

Uzmanından yaz tatili uyarısı: Adet geciktirici ilaçlar tehlikeli mi?

Kadınların özellikle yaz döneminde tatil planlarına göre adet dönemini ertelemek istediğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Evrim Bostancı Ergen, “Adet geciktirici ilaçlar kısa süreli kullanımda kalıcı bir risk oluşturmasa da, kesinlikle bir alışkanlığa dönüşmemelidir” dedi.

Karadenizin kızları kanseri karalahanayla iyileştirecek

Bilgi Üniversitesi’nden Ayşe Nilay Seyhan ve Dilay Fatoğlu, karalahanadan elde ettikleri özütle meme kanseri hücrelerinin canlılığını yüzde 50’ye kadar düşüren jel biyomalzeme geliştirdi.

Erkeklerde ‘sessiz hastalık’: Gittikçe yaygınlaşıyor

ABD’de yaklaşık 2 milyon erkek, kemikleri zayıf ve kırılgan hale getiren “sessiz hastalık” olarak bilinen osteoporozdan muzdarip.

Sağlık Bakanlığı’ndan yeni program: ‘Sağlıklı Yaşlanma’

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve yaşlanırken sağlıklı kalabilmelerini desteklemek amacıyla “Sağlıklı Yaşlanma” programını hayata geçireceklerini belirtti.

Bahar geldi, ortaya çıktılar: Kenelere karşı nasıl önlem almalıyız?

Kars’ta baharın gelişiyle meralar canlandı, ancak keneler de ortaya çıktı. Uzmanlar, kene ısırıklarının ölümcül hastalıklara yol açabileceğini belirterek vatandaşları tedbirli olmaya çağırdı.

Uzmanı uyardı: ‘Kanser tedavisinde bitkisel kürlere dikkat’

Bilimsel dayanağı olmayan ürünlerin hastalara zarar verebileceğine dikkat çeken Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, “Bazı bitkisel kürler karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaçların metabolizmasını değiştirebilir, hatta bazı vakalarda hayati riskler oluşturabilmektedir. Bugüne kadar bitkisel kürlerin kanseri tedavi ettiğine dair bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Bitkisel ürünler yanlış zamanda ve dozda kullanıldığında faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle onkoloji hekimiyle iş birliği içinde olunması hayati önem taşır” dedi.